sampanya-tarihi-1

Her ne kadar kutlamaların ya da eğlence ve gece hayatının vazgeçilmez içkisi gibi kabul edilse de, şampanyanın ortaya çıkması ve günümüze kadar gelebilmesi için verilen mücadelelerin; akıtılan kan, ter ve gözyaşının öyküsünü okuduğunuzda şampanyaya bakışınız değişiyor. O zaman şampanyayı patlatmıyor ve bir damlası bile etrafa saçılmasın diye ona en nazik şekilde yaklaşıyorsunuz. Günümüzde tüm değerler nicelik kategorisine indirgenmiş olduğundan, şampanyanın ne kadar pahalı olduğu ya da en iyi şampanyanın en pahalı şampanya olduğu gibi düşünceler ortaya çıkmıştır. O zaman Marilyn Monroe‘nun 350 şişe şampanya ile doldurulmuş bir küvette banyo yapması da önemli bir olaymış gibi görünür. Halbuki şampanyanın tarihî yanını incelediğinizde, şampanyanın fiyatı, bir gecede patlatılan şampanya adedi, şampanyanın zenginlik göstergesi olarak çeşitli şekillerde kullanılması gibi şeyler önemini yitiriyor. Gerçi zahmetli ve uzun bir üretim sürecinin olması nedeniyle şampanya genelde sarayların pahalı içkisi olmuş ama itibarını korumayı da hep başarmış.

sampanya-mahzenŞampanya, adını Fransa’nın Champagne bölgesinden alır; bu bölge üzümleri ve üretim yöntemi dışında üretilen içkilere köpüklü şarap denir. Detaylı bilgi için bakınız.

Peki Champagne adı o bölgeye neden verilmiş? M.S. 451’de, günümüzde Châlons-en-Champagne denilen bölgede Hun İmparatoru Atilla ile Roma generali Flavius Aetius ve müttefiki Vizigot kralı Thedoric arasında geçmiş olan Châlons Savaşı (Katalon ya da Catalaunum Savaşı) dönemin en kanlı savaşı olarak bilinir ve bu savaşta iki taraf yüz binlere varan kayıplar vermiştir. Savaşın sonunda Hun orduları ovadan geri çekilmişler ve tarihçilerin dediği üzere “Batı Avrupa yeryüzünden silinmekten kurtulmuştur.” Romalıların Hun İmparatoru Atilla‘ya karşı kurdukları büyük ordu kampı (campania) anısına bölgeye Champagne adı verilmiştir.

Champagne bölgesi o dönemlerde uygar dünya ile barbar halkların sınırını oluşturan bölgededir ve bölge şarapları yüzünden sürekli saldırılar altındadır. Reims barbar ordularınca M.S. 355’de tamamen yerle bir edilir. Batı Roma İmparatorluğunun yıkılmasıyla bölgeye hakim olan Frank Kralı Clovis, 25 Aralık 496’da Reims katedralinde Aziz Remigius tarafından vaftiz edilir; bu sayede Reims Fransa katolik dünyası için başkent olur ve 1825’e kadar Fransız kralları burada taç giyer. Reims ve çevresinde çok sayıda manastır kurulur ve Champagne bölgesi zenginleşir.

Avrupa’da bağcılık ve şarap üretimi kilise tarafından yürütülürdü; özellikle Ortaçağ’da Haçlı seferlerine katılan soylular mallarını kiliselere bırakırlardı. Seferlerden geri dönemeyenlerin bağları kiliselere kalınca Champagne bölgesi dini ve siyasi anlamda 17. yüzyıla kadar altın çağını yaşamış, şarapları da Roma’ya kadar ulaşmıştır.

dom-perignon-ve-sampanyaŞampanyanın babası olarak tarihe geçen Dom Pierre Pérignon (1638-1715), ünlü bir ailenin oğlu olarak genç yaşta rahip olmaya karar vermiştir. 17 yaşında Benediktin tarikatına katılır, 1668’de manastırın hem mali işlerinden hem de bağlarından sorumlu olur. Bu dönemde bir hastalık nedeniyle gözlerini kaybeder ama tat alma duyusu çok gelişmiştir. Rivayetlere göre, bir üzümü tattığında üzümün hangi bağda yetiştiğini söyleyebilmektedir. Champagne bölgesi şaraplarının köpürmesini engellemek için çok uğraşmıştır, çünkü o dönemde şarabın köpürmesi istenen bir şey değildi. İkinci fermantasyon nedeniyle şişelerin patladığı hatta birçok insanın yaralandığı ve kör olduğu bilinen bir gerçektir. Bu nedenle olsa gerek Dom Pérignon köpüren şaraplar için Şeytanın Şarabı (Vin du Diable) demiştir. 1600 sonlarında Dom Pérignon ve rahip Frère Jean Oudart köpüklü şarap üretimine yönelirler. Ürettikleri ilk köpüklü şarapları tattığında, Dom Pérignon’un yardımcılarına “Çabuk gelin, yıldızları tadıyorum” dediği söylenir. Ayrıca şampanya üretiminde kullanılan Chardonnay, Pinot Noir ve Pinot Meunier üzümlerinden oluşan klasik kupajı ilk yapan kişi de yine Dom Pérignon’dur.

Tarihteki ünlü isimlerin şampanyaya olan tutkusu bilinen bir gerçektir. Paris’te şampanyanın moda haline gelmesinde Fransa Kralı XIV. Louis (1638-1715) ve metresi Madam de Maintenon‘un gösterişli davetlerinde şampanya sunmalarının rolü büyük olmuştur.

Champagne’da ilk köpüklü şarabı üreten firma olan Ruinart, onları izleyen diğer üreticiler gibi aslında tekstilcidir. Müşterilerine şampanya hediye ederek işe başlayan firmanın ana işi 1729’da şampanya üretimi haline gelir. Onları 1734’te Taittinger, 1743’te Moët, 1760’da Roederer, 1772’de Cliquot ve 1785’de Heidsieck izler.

Şampanyayla ilgili çok ilginç bir bilgi de Fransa Kralı XVI. Louis ve Kraliçe Marie-Antoinette ile ilgilidir. Yayvan şampanya kadehi Marie-Antoinette’in göğüslerinin kalıbı alınarak yapılmış, Heidsieck bu kadehler şerefine Marie-Antoinette adında bir şampanya üretmiş ve kraliçeye takdim etmiştir. Bu ihtişamlı günlerden sonra Fransız Devriminde (1789) Kral XVI. Louis yakalanır, 11 Aralık 1792’de vatana ihanet suçuyla yargılanır, 21 Ocak 1793’de giyotinle idam cezasına çarptırılır. Kral XVI. Louis son bir kez ailesiyle yemek yer ve bu yemekte Kraliçe Marie-Antoinette ile bir şişe Heidsieck içtikleri rivayet edilir. Fransız Devrimi çok sayıda şampanya müşterisi kaybettirir. El konulan şampanya üreticilerinin defterlerinden giyotine gönderilecek kişiler saptanır.

Napolyon-Bonapart-Sampanyaİmparator Napoléon Bonaparte‘ın devreye girmesiyle şampanya tekrar değer kazanır. Napoléon, dostu vali Moët’ye bir gün şampanya içerken şu sözleri söylemiştir: “Zafer kazandığında şampanyayı hak edersin, yenildiğinde zaten şampanyaya ihtiyacın olur.” Dom Pierre Pérignon’un büyük çabaları ile şampanya asil bir içki olup her ne kadar saraylara girse de şampanyayı dünya çapında bir içki yapan dul Nicole-Barbe Cliquot Ponsardin’dir. O dönemde Cliquot’nun en önemli müşterileri Ruslardır ve şampanyayı ayakta tutan Rus pazarıdır. Rus Seferi Napoléon için kırılma noktası olmuştur. 7 Eylül 1812 günü gerçekleşen Borodino Muharebesinde Napoléon’un ordusu Moskova’ya girer. Rus Çarı barış antlaşmasına yanaşmaz; kırk gün Çarı boşuna bekleyen Napoléon kış şartlarından dolayı Rus topraklarından geri çekilmek zorunda kalır ve ordusunun büyük bir bölümünü bu geri çekilme sırasında kaybeder. Napoléon iki kez iktidardan indirilir. Bir rivayete göre, Paris’e teslim olmaya gitmeden önce dostu Moët ile son bir kez şampanya içmiştir. Champagne bölgesi bu kez Ruslar tarafından işgal edilir; bu bölgede bir türlü huzur içinde üretim yapılamamaktadır. Zaten ikinci fermantasyon sırasında şişelerdeki basınçtan dolayı şişeler patlamakta ve neredeyse şarapların yarısı ziyan olmaktadır. Bir de üzerine Filoksera (asma biti) salgını ortaya çıkmış ve milyonlarca hektar bağın kurumasına neden olmuştur. İlk defa 1874’te Almanya’da görülen Filoksera zararlısı Amerika kökenlidir ve göçmenlerle Avrupa’ya yayılmıştır.

sampanya-mantarHer şeye rağmen şampanya üretimi asla durmaz, gittikçe kalitesi artar ve yaygınlaşır. Şeker ve maya arasındaki ilişki 1857’de Louis Pasteur tarafından çözülür. Pasteur, şekerin maya tarafından alkole dönüşmesini araştırırken, fermantasyonun maya hücrelerinde bulunan bir canlı yapı tarafından meydana geldiği sonucuna varmıştır. “Ferment” diye adlandırdığı süreci “Alkol fermantasyonu yaşam ve maya hücrelerinin organizasyonu ile bağıntılıdır, hücrelerin ölüm ve çürümesiyle değil” şeklinde yazmıştır. Asırlar süren tecrübeden sonra ve bilim adamlarının keşifleri ile artık şampanyaya eklenecek şeker oranı bulunur ve şişelerin patlaması sona erer. Başka ülkelerde de köpüklü şarap üretimi yaygınlaşır ama şampanya bütün bu tarihi olaylardan sonra, bu büyük tecrübeden ve de bölgesel özelliklerinden ötürü diğer köpüklü şaraplardan ayrılır.

1900’lere gelindiğinde şampanya satışları yılda 30 milyon şişeyi bulmuştur. Artık eğlence yerlerinin vazgeçilmez içkisidir. Şampanya, müşterilere Kan Kan dansçılarının jartiyerlerinde flüt kadehlerde sunulur. Aktrislerin ayakkabılarından şampanya içmek de moda olmuştur.

savas-ve-sampanyaYıl 1914, Birinci Dünya Savaşı çıkar ve yine Champagne bölgesi yıkımdan nasibini alır. Alman ordularının Fransız ve İngiliz birliklerine saldırması sonucu iki taraftan yarım milyon asker ölür ve o topraklar yine kanla sulanmış olur. Reims yine yerle bir olmuştur. Şampanyanın önemli müşterisi Ruslar olduğu için 1917 Ekim Devrimi ile şampanya üreticileri bundan kötü etkilenir. Amerika’nın 1920’de başlayıp 1933’e kadar süren alkol yasağı (Prohibition dönemi) ve Avrupa’nın ekonomik durumunun kötüleşmesi nedeniyle şampanya üreticilerinin içinde bulunduğu bu ekonomik buhran iyice derinleşmiştir. Bu sırada Hitler Almanya’da başa gelmiştir ve Fransa için yine savaş dolu yıllar başlamak üzeredir. 1939’da 2. Dünya Savaşı patlak verir; 100 milyon askerin katıldığı dünyanın en büyük savaşı başlamıştır. Fransa Almanlar tarafından istila edilir ve Champagne bölgesi bir kez daha büyük bir darbe yemiştir. Naziler şarap üretimi ve ticaretini kontrol etmek için Berlin’den görevliler gönderirler. Alman ordusu şampanyaların çoğuna el koyar. Şampanya üreticileri çok kötü durumda kalırlar. En ufak direnişte ya da itiraz ettiklerinde cezalandırılırlar. Şampanya üreticisi ünlü Bollinger ailesi de itirazları yüzünden cezalandırılır, ailenin mahzenine ve tüm mal varlığına el konur. 1944’te müttefik kuvvetleri Normandiya Çıkarmasıyla Alman cephesini yarar ve Alman orduları geri çekilir. Müttefik hava kuvvetlerinin Champagne bölgesini bombalaması sonucu o topraklar yine zarar görür. Bu bombardımanda Bollinger’ye ait şaraphane kullanılmayacak hale gelir. Neyse ki Almanlar ünlü şampanya evlerinin mahzenlerine yerleştirdikleri patlayıcıları ateşleyemeden bölgeyi terk etmek zorunda kalırlar. Ama bölgeye yerleşen müttefik kuvvetleri de kendilerine şampanya rezervi oluştururlar.

20 Nisan 1945’te Hitler‘in son doğum gününde şampanya servisi yapılmasından dolayı Mareşal Hermann Göring‘in “Savaşı kaybettiğimizi o gün anladım” dediği rivayet edilir. İkinci Dünya Savaşından sonra Champagne altın çağını yaşamaya başlar. Winston Churchill savaşta başarılı olmuş ve Napoléon’un sözünü tekrarlayarak şöyle demiştir: “Zafer kazandığında şampanyayı hak edersin, mağlup olduğunda zaten şampanyaya ihtiyacın olur.

Böylesi hüzünlü, trajik ve dram yüklü bir tarihten sonra günümüze geldiğimizde, her yıl yaklaşık 300 milyon şişe şampanya üretildiğini görüyoruz. Aşağıda şampanya üreticilerini ve yaklaşık üretim miktarlarını bulabilirsiniz.

Bollinger 2.5 milyon şişe
Dom Pérignon Her hasat yılında 5 milyon şişe
Krug 500,000 şişe
Lanson 1.3 milyon şişe
Laurent Perrier 7 milyon şişe
Louis Roederer 3.2 milyon şişe
Moet & Chandon 26 milyon şişe
Mumm 5 milyon şişe
Nicolas Feuillatte 10 milyon şişe
Perrier Jouet 3 milyon şişe
Piper Heidsieck 5 milyon şişe
Pol Roger 1.5 milyon şişe
Pommery 5 milyon şişe
Ruinart 2.5 milyon şişe
Taittinger 5 milyon şişe
Tarlant 100,000 şişe
Veuve Clicquot 10 milyon şişe

Şimdi şampanyanın tarihine farklı bir gözle baktıktan sonra bu asil içkiyle ilgili ne düşüneceksiniz? Bundan böyle elinize bir şampanya kadehi aldığınızda “yıldızları yudumlarken” neler hissedeceksiniz?

Kaynakça:
Vindrome Şarap Kültürü ve Degüstasyon Kursu Seminer Notları